
Geceyi yırtan bir sessizlik vardır. Her şeyin belirsiz olduğu bir anda, bir güç doğar, her şeyin ve herkesin ötesinde. Bir ormanın derinliklerinden, geceyi kucaklayan bir figür çıkar: Kaplan. Gözleri, sadece karanlığın ötesini görebilen, yüzyılların bilgeliğine sahip bir bakışla seni izler. Onun gözlerinde bir şey var, insanın kalbini saran bir sırrı fısıldar gibidir. O gözler, tıpkı hayatın ta kendisi gibi, bazen korkutucu, bazen de aydınlatıcıdır.
Bazen bir yola çıkmak gerekir. Geleceği görmek, sadece bakmakla değil, içsel gözle görmekle mümkündür. 2025 yılı belki de, insanın içindeki karanlıkla yüzleşme zamanıdır. Belki de hepimizin beklediği o dönemeç, işte bu yıl, bir şekilde karşımıza çıkacaktır. Ancak her yolculuk, bir kayıp ve kazanç arasında denge kurmayı gerektirir. Kaplan, ormanın derinliklerinden çıkarken, kendisine ait olan güçle adım atar. O, ne zaman avlanmaya karar verirse, her adımda evrenin dengesiyle uyum içinde hareket eder.
Düşünceler, bir akış gibi gelir. Geleceğin şekillendiği, zamanın kıyısında bir yerde, her şeyin daha fazla iç içe geçtiği bir dönemde, bir şeyin farkına varmak gerekir: Eğer sadece dış dünyayı izlersen, kaybolan bir yolun peşinden gidersin. Ama eğer kaplanın gözlerine bakarsan, her şeyin anlamı başka bir boyutta ortaya çıkar.
Ona, “kaplan” dediğimizde, sadece bir yırtıcı hayvanı değil, içindeki özgürlüğü, korkusuzluğu, direncini, bilinçli gücü, sessizce akan bir evreni de kastediyoruz. Her anın derinliğine inmek ve onu anlamak, 2025’in belirsizliğinde bir ışık aramak gibidir. Biraz daha net bakmaya başladığında, bu güç kendini gösterecektir.
Kaplanın gözleri, asla geriye bakmaz. Onun bakışları, sadece ilerleyen zamanın gidişatını belirler. Geçmişin yükünü taşımanın gereksiz olduğunu anladığında, kendini tüm engellerin ötesinde, içsel bir gücün kucakladığı bir alanda bulursun. Kendi potansiyeline inandığında, 2025’in seni neyin beklediğini daha net görebilirsin. Ve o zaman, bir avcı gibi değil, dünyanın merkezi gibi hareket edersin.
Her yolculuğun başında, karanlık bir dünya vardır. Ancak tıpkı bir kaplan gibi, her adımda cesaretini arttırarak o dünyayı aşarsın. Her adımda bir hedef vardır, her adımda seni bekleyen o özgürlük vardır.
Ve son olarak, tıpkı 131. Ayet gibi, “Kim bir doğruyu görürse, o doğruyu görmelidir, gerisi yalnızca kişinin kendi yolculuğudur.” Kaplan, içindeki doğruyu takip et ve hayatının her anında, o gözlerden görülen gerçeği hayatına yansıt.