
Bir zamanlar alkolle savaştım. O benim zincirim, ben onun mahkûmuydum. Kurtulmak istedim; çare olarak önüme konulan ilk şey, antidepresanlardı. Ama bir şey fark ettim: Duygulara ilaç işlemez. Antidepresanlar, bir yara bandı gibi üzerini örter, ama içerideki yarayı iyileştiremez. Hatta bazen, o yarayı daha da derinleştirir.
Düşünün, bir boksörsünüz. Salona ilk kez gidiyorsunuz. İlk yumruğu yediğinizde acı öyle keskindir ki, çeneniz günlerce ağrır. Katı yemek yiyemez, sadece çorba içersiniz. Ama devam edersiniz. Her darbe, sizi biraz daha güçlendirir. Zamanla yüzünüz, yumruklara karşı bir zırh gibi sağlamlaşır. Şimdi bir düşünün: Eğer o boksör, her an bir kask taksaydı, acıya alışır mıydı? Gerçek bir dövüşte, o kask olmadığında ne yapardı?
İşte antidepresanlar böyle bir kask gibidir. Sizi acıdan geçici olarak korur, ama gerçekte darbeleri göğüslemeyi öğrenemezsiniz. Ve hayat, kafanızda kask olmadan vurduğunda, o ilk yumruğun şokuyla yere düşersiniz. Çünkü darbelere hazırlıksızsınızdır.
Bağımlılıktan kurtulmanın yolu, dışarıdan gelen bir yardımdan değil, içeriden gelen bir güçten geçer. O güç, sizin hayalinizdeki karakterdir. Kendinizi bir kahraman gibi hayal edin. Alkolü bir savaş meydanı olarak düşünün. Etrafınızı saran düşünceler, bir düşman ordusu gibi üzerinize çullanacak. İşte o anda hayalinizdeki güçlü karaktere sarılın. O kahraman, sizi ayakta tutar. Saldırılar karşısında bir kale gibi durmayı öğrenirsiniz. Savaşmanız gerekmez; sadece ayakta kalmayı ve darbelere dayanmayı başarın.
Ama unutmayın, bu kolay bir yol değildir. Alkol çekildiğinde tüm kötü duygular, düşünceler üzerinize hücum eder. Umutsuzluk, öfke ve gözyaşı bir üçgen gibi sizi içine çeker. İşte tam da burada, manevi destek önem kazanır. O karanlık düşünceler içinde, arkanızdan gelen bir tek ses bile yeter:
“İyi gidiyorsun. Yılma. Korkma. Yıkılma. Ve devam et. Düş, ama tekrar kalk!”
Bağımlılıktan kurtulmak, bir boksörün yüzünü darbelere alıştırması gibidir. Her yumruk canınızı acıtır, ama her darbe sizi daha güçlü yapar. Unutmayın, güçlü kalenin taşları, zorlukların darbeleriyle pekişir.
Bağımlılığı yenmenin yolu, hayatta darbelere alışmayı öğrenmekten geçer. O darbelerle boğuşurken kendinizi hayalinizdeki kahraman gibi görün. Ve her düştüğünüzde tekrar ayağa kalkın. Çünkü bu savaşı kazanmanın tek yolu budur.
Ordinaryüs.